SKY Castle ile Bir Kore Perspektifi

Kore sinemasını ve dizi yapımlarını uzun yıllardan beri -yaklaşık 10 yıldır- izliyorum. Dünyanın en büyük sinema ve dizi endüstrilerinden birine sahip Kore’nin film ve dizi yapımları özellikle çarpıcı konular üzerine güçlü hikayeleri inşa edebilmeleri ve bu hikayeleri  oldukça başarılı görüntü ve  kurgu becerileriyle harmanlayabilmeleriyle beni kendisine çekiyor. Kültürüne duyduğum ilginin ötesinde Kore dizi ve filmlerinin ilk tercihim olmasının diğer bir sebebi de işte bu becerileri. 

SKY Castle, Kore'nin en önemli sorunlarından birisi olan yüksek ölçüde rekabetçi eğitim sistemini güçlü bir hikaye, kurgu, görüntü ve oyunculukla sunuyor.
Parasite,2019, Korean Movie

Kore’de uzun sayılabilecek bir zaman dilimi yaşadığım için toplumun hayatını, karakteristik özelliklerini ve sorunlarını daha yakından gözlemleme fırsatı buldum. Dünyaya örnek olabilecek tüm gelişmiş ve olumlu taraflarının dışında her ülke gibi Kore’nin de karşı karşıya kaldığı sorunlar var. Başarının bir bedeli olarak görebileceğimiz eğitim ve iş hayatında yüksek rekabet, bireyin üzerindeki toplumsal baskı, sosyal ve cinsel taciz gibi konular Kore’de son zamanlarda kamuoyunun dikkatini üzerine daha fazla çeken sorunlar. Kore sinema ve dizi yapımlarının bazıları da bu tip önemli konuları büyük bir beceriyle anlatıyor ve kritik sorunlara parmak basıyor. Yakın zamanda izlediğim Itaewon Class, Extracurricular ve SKY Castle bu başarılı yapımlara örnek verilebilir. Favorilerim arasına giren bu üç dizinin de Netflix’te yer aldığını belirteyim. Ayrıca bunlar ve diğer Kore dizileri, Türk dizilerin aksine ne kısa ne de uzun sayılabilecek bölüm süreleri (60-70 dakika) ile izlenebilirliği yüksek diziler arasında.

Bugüne kadar izlediğim sayısız Kore dizisinin arasında konusu, senaryosu, kurgusu, görüntüsü ve oyunculuklarıyla bir bütün olarak favori dizim olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebileceğim SKY Castle, Kore toplumunun en büyük sorunu olduğunu düşündüğüm rekabetçi eğitim sistemini ele alan bir dizi. Milyonlarca Koreli de benimle benzer düşüncelere ve zevke sahip olacak ki SKY Castle Kore dizi tarihinde içinde en yüksek rating alan ikinci dizi (Bu yazıyı yazmaya karar verdiğim birkaç gün öncesine kadar birinciydi, ancak çok kısa bir süre önce The World of Two Married dizisi birinciliği devraldı). SKY Castle’ ın bu kadar yoğun bir ilgi ve izleyici oranına ulaşmasının altında kuşkusuz toplumun kanayan bir yarasına dikkat çekmesi yatıyor. 

SKY Castle, Kore'nin en önemli sorunlarından birisi olan yüksek ölçüde rekabetçi eğitim sistemini güçlü bir hikaye, kurgu, görüntü ve oyunculukla sunuyor.

Bu yazı, başlığından da anlaşılacağı üzerine kuru bir dizi değerlendirmesinden öte, dizi vasıtasıyla bir toplum perspektifi ortaya koymayı amaçlıyor. O yüzden tek tek oyunculuklara ve ne kadar keyif aldığım gibi amaç dışı konulara değinmeyeceğim. 
Dizinin konusuna gelmeden önce, konu alınan toplumsal sorun ve kültürel anlayışı kısa biçimde ele almak istiyorum. 

Kore ve Rekabetçi Eğitim Anlayışı

Kore’de yaşadığım sürede üniversiteden arkadaşlarım ve sivil toplum projelerinde tanıştığım insanlardan Kore eğitim sistemine ve toplumun eğitime bakış açısına dair oldukça ilginç şeyler öğrendim. Finlandiya ile birlikte dünyada en başarılı eğitim sistemlerine sahip iki ülkeden biri olan biri olan Kore’nin eğitim sistemi hakkında tanıştığım insanların çoğuyla sohbet edip tartıştım. Ülkenin PISA sonuçlarında ortaya koyduğu başarı, dünya sahnesinde bilim ve kültürel çalışmalarıyla giderek daha fazla öne çıkması birçok insan gibi beni de etkilemişti. Bu başarıların sırrını ilk ağızdan dinleme amacım doğrultusunda insanlara “bu başarının sırrı nedir?” diye sorduğumda aldığım cevapların neredeyse tamamı şu şekilde bir ifadeye çıkıyordu: “durmak bilmeden çalışmak”. Bu ifadeyi biraz daha açtıklarında ise başarının ardında yatan ve başarı pahasına verilmiş bedelleri fark etmeye başladım. Durmak bilmeden çalışmak, akla gelen ilk anlamıyla gerçekten durmak bilmeden çalışmak. Daha net anlatmak için bir öğrencinin eğitim yolculuğunu şu şekilde özetleyelim: 

Bir öğrenci ortaokula geçtikten sonra ortaokulun başından itibaren liseden mezun olana kadar Kore’nin en iyi üç üniversitesinden birine girmek için çalışır. Yani senelerce -7 sene boyunca- bir plan dahilinde durmaksızın, sabahtan akşama kadar ders çalışır. Elbette bu, öğrencilerin çoğunluğu için böyle; yıllar geçtikte bu rekabette tutunamayan gençler yavaş yavaş yarıştan çekiliyor ve daha az başarılı olarak görülen üniversiteleri hedefliyorlar. Üniversiteye gitmemek gibi bir seçenek ise öğrenciler için yok denilebilir. 

SKY Castle, Kore'nin en önemli sorunlarından birisi olan yüksek ölçüde rekabetçi eğitim sistemini güçlü bir hikaye, kurgu, görüntü ve oyunculukla sunuyor.
Kaynak: DW Documentary, Youtube kanalında bulunan bu belgesel, Kore’nin eğitim sistemine dair güzel bir çalışma

Sabahtan akşama kadar çalışmayı da biraz daha açalım. Öğrenci, sabahtan öğleye kadarki zamanını okulda derslere katılarak ve okuldan sonra gece yarısına kadarki zamanını Hagwon isimli akademilerde dersler görüp ve çalışarak geçirir. Türkiye’ de birkaç sene öncesine kadar yaygın olan dershanelere benzer bu akademilerin bazılarının  biraz tuzlu olduğunu da söylemekte fayda var. Diğer bir deyişle, aileler için de ekonomik bir yük olabilen bu akademiler, en iyi üniversitelerden birine girmek ve rekabette kalıcı olmak isteyen öğrenciler için olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak görülüyor. Bu ihtiyacı karşılamak isteyen ebeveynler de bazen çok ciddi ekonomik yüklerin altına giriyorlar. Zengin aileler için bu akademiler, özel hocalar veya performans koçlarının masraflarını karşılamak sorun olmasa da orta ve dar gelirli ailelerin birçoğunun bu masraflar karşısında pek bir şansı yok. 

Eğitim sorununun detaylarını daha sonra hazırlamayı planladığım Kore Eğitim Dosyasına bırakıyorum.  Özetle, çocuklarını en iyi üç üniversiteye SKY üniversitelerine sokmak için seneler boyunca bütün bir aile beraber çalışıyor diyebiliriz. SKY, en iyi üç üniversite olarak görülen Seoul National, Yonsei ve Korea üniversitelerinin kısaltması olarak toplum tarafından yaygınca kullanılıyor. SKY mı? Tanıdık geldi değil mi? 

SKY Castle

Bahsettiğimiz dizinin ismi SKY Castle da tam olarak bu metafora atfen belirlenmiş. SKY Castle isimli bir lüks malikanelerin bulunduğu bir sitede yaşayan birkaç elit ailenin hikayesini anlatan SKY Castle, bu ailelerin nesiller boyu “asil ve başarılı” aile geleneklerini korumak için çocuklarını en iyi üniversitelere sokmaya çalışmalarını konu alıyor. Bedeli her ne olursa olsun, sırf Seoul Ulusal Üniversitesi Tıp Fakültesine kızını sokmak için senelerdir uğraşan Kang ailesinin hikayesi, en alt sosyoekonomik tabakadan çok çalışarak yükselmiş Profesör Cha’ nın sosyal piramitin en tepesine çıkmaslarını istediği oğullarını acımasızca çalışmaya zorlaması ve diğer ailelerin de aynı motivasyon ve hırslarla benzer şekilde çocuklarını ders çalıştırmaları dizinin çarpıcı bir şekilde ele aldığı konuyu oluşturuyor. Toplumun en üst tabakasında halktan kopuk bir şekilde rahatça ve keyfini sürerek yaşadıkları hayatı çocuklarının yaşamaya devam etmesini isteyen bu aileler, toplumun geri kalanına hastalıklı bir şekilde bakıyor.  Kimi karakterlerin soyluların arasında kabul görmek için geçmişini gizlediği, kimi ailelerin çocuklarına alt tabakadan insanlarla bir araya gelmeyi bile yasakladığı dizide elit ailelerin toplumun kalanına duyduğu şiddetli tiksintiyi hissedebiliyoruz.

SKY Castle, Kore'nin en önemli sorunlarından birisi olan yüksek ölçüde rekabetçi eğitim sistemini güçlü bir hikaye, kurgu, görüntü ve oyunculukla sunuyor.

Çocuklarını sabahtan akşama kadar çok çalıştırarak, gerektiğinde milyon dolarlar harcayarak özel koçlar tutarak eğitmeye çalışan bu aileler, çocukların ne istediklerine hiçbir zaman kulak vermiyor ve soylu aile geleneklerini devam ettirmekten başka bir motivasyonları yok. Toplumsal eşitsizlik ve acımasız rekabetin başarılı biçimde anlatıldığı dizide bitmek bilmeyen hırslar, hastalıklı zihniyetler ve başarılı olmak için atılan kötü adımlar ve verilen yüksek bedeller karşısında dumura uğramamak elde değil. Kendinize “Bunlar nasıl hayatlar?” diye sorarak izleyeceğiniz bir dizi SKY Castle.  Tüm bu hayrete düşüren zihniyetlerin ustalıklı bir kara mizahla anlatılmış olması dizinin benim için en çekici yanı. Kara mizah türünü sevenler için harika bir yapım diyebileceğim SKY Castle yüksek seyir zevkiyle ve önemli sorunları sürükleyici bir hikayeyle izleyiciye sunmasıyla çok yönlü bir kıymete sahip. Bu sebeple SKY Castle’ın,  ilk defa bir Kore yapımı dizi izleyecek insanlar için zengin bir başlangıç sunacağını düşünüyorum. Oscar ödüllü Parazit filmini izlemiş olanlar içinse güzel bir tamamlayıcı niteliğe sahip olduğuna inandığım diziyi mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. 

Spoiler vermemek adına, dizinin detaylarına girmeyip tam bu noktada yazıyı sonlandırıyor ve dizinin tanıtım videosunu aşağıya bırakıyorum: